güney afrika: 5. gün
5. gün: her anında bir vuvuzela vızıltısı, biraz ömer üründül, yine bolca jo'bulani. futbol mu? sadece almanya; özil, müller, khedira, lahm. 5. günün ortasında turnuva futbolunun aksine, kupa şöleni sıfatına yakışır tek oyundu benim için. kurcalayan tek soru; avustralyanın sandığımdan güçsüz çıkması mı bu oyunun sebebi, yoksa almanya gerçekten iyi mi? gana ve sırbistan maçı bu sorunun kilidini açacaktır muhakkak ama o maçlara kadar damağımda kalan bu tadı hangi takım unutturacak? uzun sürmeyeceğini umut ederek sıradaki fildişi-portekiz maçı olmasını diliyorum bu maçın. (5. gün üzerine umutsuz konuşmak için erken, ama çok güzel denk gelmiş bir 4 günlük iznin tek maçlık bir seyir zevkiyle sınırlı kalmasına da canım sıkılmıyor değil hani:)
"biz niye yokuz?" muhabbetlerine hiç girmek istemesem de, slovenya, cezayir, yeni zelanda, slovakya, kamerun hatta sırbistan gibi takımları ve maçlarını gördükten sonra içerlemiyor değilim. özellikle son avrupa şampiyonasının hikayesini zihnimde tekrar yaşayarak. isviçre maçıyla başlayan, çek cumhuriyeti, hırvatistan maçlarıyla tavan yapan kupa heyecanı, sonuç kötü olsa da almanya maçıyla bir külkedisi hikayesi yaşatmıştı en azından. taraf olduğumdan dolayı bu düşüncelerle çevriliyor olabilir miyim? ama izlemek istemediğim bir çok oyuncuyu kadrosunda bulunduran, özellikle terimli haliyle milli takıma olan ilgimin de en alt seviyelerde olduğu zamana denk gelmesi biraz olsun salt bir taraflıktan öte olduğunu düşündürtüyor bu "keşke"lerin.
kupadaki heyecan arayışımıza geri dönecek olursak, şimdi geriye kalan dört takım var sadece: fildişi, portekiz, brezilya ve pek tabi ispanya. ispanyayı ayrı bir köşeye koyup devam edelim; fildişi ve portekizin heyecandan fazlasını koyamayacağını düşünüyorum. ikisinden biri brezilyayla beraber üst tur heyecanı yaşayacaktır elbet. fazlasını yapabilmeleri bu kadar kötü takımın bulunduğu bir turnuvada süpriz olmaz sanıyorum. biraz olsun eşleşme şansı yeterli olacaktır bu noktada. biraz erken bir söylem olabilir, ama 2008 avrupa şampiyonası finalinin rövanşını tekrar yaşamak özellikle de bir level atlamış almanya bulmuşken, çok daha keyifli olabilir.
"biz niye yokuz?" muhabbetlerine hiç girmek istemesem de, slovenya, cezayir, yeni zelanda, slovakya, kamerun hatta sırbistan gibi takımları ve maçlarını gördükten sonra içerlemiyor değilim. özellikle son avrupa şampiyonasının hikayesini zihnimde tekrar yaşayarak. isviçre maçıyla başlayan, çek cumhuriyeti, hırvatistan maçlarıyla tavan yapan kupa heyecanı, sonuç kötü olsa da almanya maçıyla bir külkedisi hikayesi yaşatmıştı en azından. taraf olduğumdan dolayı bu düşüncelerle çevriliyor olabilir miyim? ama izlemek istemediğim bir çok oyuncuyu kadrosunda bulunduran, özellikle terimli haliyle milli takıma olan ilgimin de en alt seviyelerde olduğu zamana denk gelmesi biraz olsun salt bir taraflıktan öte olduğunu düşündürtüyor bu "keşke"lerin.
kupadaki heyecan arayışımıza geri dönecek olursak, şimdi geriye kalan dört takım var sadece: fildişi, portekiz, brezilya ve pek tabi ispanya. ispanyayı ayrı bir köşeye koyup devam edelim; fildişi ve portekizin heyecandan fazlasını koyamayacağını düşünüyorum. ikisinden biri brezilyayla beraber üst tur heyecanı yaşayacaktır elbet. fazlasını yapabilmeleri bu kadar kötü takımın bulunduğu bir turnuvada süpriz olmaz sanıyorum. biraz olsun eşleşme şansı yeterli olacaktır bu noktada. biraz erken bir söylem olabilir, ama 2008 avrupa şampiyonası finalinin rövanşını tekrar yaşamak özellikle de bir level atlamış almanya bulmuşken, çok daha keyifli olabilir.
Yorumlar