dün akşam bir galatasaray taraftarı ve ali sami yen tozunu yaşayan bir genç olarak duygulanmamam ve bunun üzerine bir iki kelam etmemem mümkün değildi ve şimdi onun niyeti ile yazımı yazıyorum. aslında yazıyı kafamda oluştururken tugay ve gözyaşları başlığı oluştu fakat daha sonrasında tugay aklıma gelmişken futbol geçmişi ve şenol güneş bağlantısı kurdum, şenol güneş deyince de güzel futbol terimleri aklıma geldi falan bakalım hepsini makul bir akıcılıkla ifade edebilecek miyim ? 1996 yılında ilk defa ali sami yen ile tanıştım ben. 13 yaşında ergenlik süresine adım atmış bir çocuk olarak galatasaray aşkım aslında samsunspor mağlubiyeti ile hiç de güzel başlamamıştı ama olsun problem değil ali samiy yen ile tanışmıştık nihayetinde. daha sonraları şampiyonlar ligi maçları,lig maçları,kupa maçları,derbiler falan filan derken bir çok defa o mabette maçlarımı izledim. ben yeni açık gediklisiydim ki zaten öğrenci halimle de orada maç izlemek yakışırdı bana. hagi yüzünden üst kattan alt kata...