Kayıtlar

Nisan, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

bir savaş adınıza yapışıp kalsa ne derdiniz?

Resim
' 'Sessizliğin Gürültüsü'' sözü ile ne de güzel isim bulmuş Juli ZEH kitabına. Bilmem hangi forumdan bu kitabın ismini ilk duyduğumda ''hımmm'' oaln tepkim, gezi kitabı olmasını öğrendikten sonra ''pehhh'' e dönsede kitapçıya girince sormadan edemedim. İyi ki de sormuş, elime almışım. sadece kitabın arkasındaki kısmı okudum ve yetti. Benim için bu kitap okunmuştur fazlasına gerek yok... .. .Savaş hakkında ne düşündüğümü soruyor. Soğukkanlılıkla,bunu bilseydim buraya gelmezdim diye cevap veriyorum. Ciddiyetle başını sallıyor. ''Almanya' uzun bir yoldan gelmişsiniz'' Savaş, diyor,insana kendi adına lanet okutuyor. Kendisi Müslüman, karısıysa Sırp. İnsan bu durumda nasıl taraf seçebilir ki? ''Yirmi yıldır camiye gitmedim. Kiliseye gidiyor musun?'' Başımı hayır anlamında sallıyorum, bir hatip gibi elini kaldırıyor. ''BİR SAVAŞ ADINIZA YAPIŞIP KALSA NE DERDİNİZ?'' (tam bu sözle kit

tatlı rüyalarda görüşmek üzre!

Resim
uzun zamandır elime aldığım kitapları yarıda bırakma gibi pis bir alışkanlık edindim. kitapların güzelliğinden kuşkum yok; hem öneren kişiler hem de okumadan önce bakındığım bazı referans noktalarının  kusursuz diyebileceğim yorumları vardı. iş yaşamının vermiş olduğu bir zaman tasarrufu diyerek kolay olanı seçerek kendimi teselli ededurdum hep. tak etti. servis muhabbetlerinden birinde hem musoski hem de ispanyol ateşinin dublörün dilemması önerisinden sonra, yeni bir başlangıç yapmaya karar verip ev arkadaşının kitaplğında hatırladığım bu kitabı almak için davrandım. başkasında olduğu haberiyle bu ani coşkuyu erteleyecek olmanın üzüntüsüyle kitapkarı karıştırırken murat menteş'ten hemen sonra önerilen alper canıgüz'ün "tatlı rüyalar" kitabına gözümü kararttım. iyi de yapmışım. ihsan oktay anar'ın hayali bir gerçeklik tabanı yaratıp, o taban üzerinden devam ettiği adeta yaratılmış bir alternatif tarihin müptelasıydım. uzun zaman sonra çıkardığı "7