Kayıtlar

Ağustos, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

herşeye rağmen

Resim
bu sezon ilk defa 90 dakika olarak izleme fırsatı buldum beşiktaşı. hazırlık maçları ve ilk maçlar, genelde yarım devrelerden veya özetlerden fikir edinebildim sadece. kafamda özet görüntüleri, mustafa denizlinin leş kargaları, bir sürü yazılarla beraber başladım 90 dakikaya. golün gelmemesi sinir bozucu bir hal alıyordu elbette giderek, ama oynanan oyun ve mücadele umut verdi bana. mustafa denizlinin maç sonu demecinde oyunun umut verici olduğundan sözetmesine kesinlikle katılıyorum diyebilirim, oyuncu değişikliklerine katılmamakla birlikte. ferrari ve ernst, herkesin malumu, sahanın en iyilerinden. ernst için alışıldık bir durum, ferrari için de giderek alışkın bir durum olacak gibi. ama benim gözüme batan, oyundan çıkana kadar yaptıklarını, yapmaya çalıştıklarını şaşkınlıkla izlediğim serdar özkandır. dün akşam oyunu en olumlu oynayan, ayağına gelen topu en olumlu kullanan oyuncumuzdu bana göre, oyundan çıkarılması ise koç alışkanlığının tekrarı olabilir ancak, fink,kaş ve tellonu

2009 avrupa basketbol şampiyonasına bir bakış

Resim
bu sene polonyanın ev sahipliği yapacağı yepyeni bir euro basket ile eylül ayında basketol aşkına son vermeye hazırlanıyoruz. Euro basket her zaman şahsımın en üst seviyede basketbolun oynandığına inandığı bir turnuva olmak ile beraber 2001 yılından itibaren de türk milli takımın acaba bir yarı final yapar mı yoksa yine çeyrek finalde veya grup sonrası elemelerde eleneceğiz tasasını taşıdığım turnuvadır. 2001 den itibaren sadece dünya şampiyonsında yaptığımız o çıkış sonrası başarısızlıkla sonuçlanan turnuvalar sonrasında bu sene daha umutlu olan ve en azından bir yarı final yapacağımıza inanan benim için geri sayım başladı ve haftaya artık herşeyin netleştiği, umutların artacağı veya 2010 öncesinde hiçbirşey olmayacak umutsuzluğuna bürünmüş dünyelerden birisine sahip olacağımız kesin. Şimdi genel anlamda turnuvaya bakalım; Group A Hırvatistan Makedonya Yunanistan İsrail Grup farvorisi kanatimce Hırvatistan'dır. Planinic , Kus , Popovic ,Ukic gard rotasyonu ve formda Kasun , Nicev

bize yine hüsran:(

Resim
inönüde vuslat, yerini bir başka vuslata bıraktı bu akşam. maçla ilgili yazı gecenin ilerleyen saatlerinde gelecektir muhtemelen, ama şaşkınlığımı saklayamadığım bir serdar özkan formu vardır ki, hala etkisinden çıkabilmiş değilim. kötüleri ise saymakla bitiremem maalesef, neyse, konuya iyice girmeden noktayı koyalım bu posta. son kez olması dileğiyle, üzgünlüğümüzün imzası olsun bu da.

+ , - , x , / gölgede aynı

Resim
"CR7 yi bile gölgede bırakacak" transfer olarak koymuştu yönetim önümüze hedefini. son birkaç yıldır yaşadığımız hayalkırıklıklarını hiçe sayarak umutlandık yine de, "deco"mu acaba diye? ulan salak, hadi hepsini birkaç güzel kelime de unutuverdin, 2 gün önce tribnlerinde oturan adamı da mı hatırlamadın. bonservissiz verdiğin adamı, kiralayarak geri alabilen yönetimin gölge anlayışı bu kadar elbet, fazlasını beklemek de neyin nesi? transfer, ücretiyle ele alındığında elbette fahiş, 10,5 eksikliği olarak ise biraz olsun gerekliydi. ama bu "biraz" fahiş fiyata 29 yaşındaki tabatayı alacak kadar acil değildi ne yazık ki. 1 senedir veto edilen ve 1/3 fiyatına denk gelen ronaldoyu almak kesinlikle daha mantıklı geliyor. tüm bunları söylerken bile bir umarım gün gelir utanırım bu söylediklerimden görüşü hakimiyetini elden bırakmıyor kafamın içinde. nasıl ki yusuf konusunda yaşadıysam, bu konuda da yaşamayı umut ediyorum. ancak 8 milyonluk bir tutarı maalesef kabu

ŞL 2009: B Grubu ve 10,5

Resim
herşey güzel gidiyordu aslında. 3. torbadan BJK çekilince inter/barcelona grubu canlanmadı değil hani bir an gözümde. manu/cska grubunu duyduktan sonra arabanın radyosunu kapatıp, iftar için yollanmıştım bile, biraz meraklı da olsa mutlu sayılırdım. dillere pelesenk olmuş "kura şanssızlığı" aklıma düşünce, arkadaşa dönüp "herşey bu kadar iyi gidemez, wolfsburgla taçlandırırız kesin bu grubu." deyişimin üzerinden fazla geçmeden telefonla haber oldum kendilerinden. uefada 5.torbadan tottenhamı çekmeyi başarmış bir takım olarak, bu sefer de, 1,2,3golyetmezin dediği gibi çölde kutup ayısı bulmayı da başardık:) bari son maçımız manu ile içeride olsun isterdim ama fikstür aşağı da görüldüğü gibi, rastgele; 15 EYLÜL BEŞİKTAŞ-MAN.U 30 EYLÜL CSKA-BEŞİKTAŞ 21 EKİM WOLFSBURG-BEŞİKTAŞ 3 KASIM BEŞİKTAŞ-WOLFSBURG 25 KASIM MAN.U-BEŞİKTAŞ 8 ARALIK BEŞİKTAŞ-CSKA bu arada 10,5 transferinin birkaç saat içinde açıklanacağı yazıyor her yerde. radyospor decodan bahsederek bir hayli heyec

rastgele..

Resim
Barcelona Chelsea Liverpool Manchester United AC Milan Arsenal Sevilla Bayern München Olympique Lyonnais Internazionale Milano Real Madrid CSKA Moskva Porto AZ Alkmaar Juventus Rangers Olympiacos Olympique de Marseille Dynamo Kyiv Stuttgart Fiorentina Atlético de Madrid Bordeaux Beşiktaş JK Wolfsburg Standard de Liege Maccabi Haifa Zürich Rubin Kazan Unirea Urziceni APOEL Debreceni gözler, kulaklar, kalpler, totemler için top atışı bu akşam saat 19:00 da monacoda. aklımdan günlerdir gruplar yapadursam da boş. ertesi gün gazetelerinin "rakiplerimizi tanıyalım" başlıklarına ise hazırlı olmak lazım demedi demeyin sonra. yazmayacağım dedim ama, senede 1 kura çekimi oluyor zaten diyerekten son anda yazmaya karar verdim, olası iki uç ihtimali. şimdiye dek çok yerde okudum zaten, bir de ben karalayayım. aman allahım grubu: barca-inter-BJK-wolfsburg pişmanlık grubu olarak da adlandırılabilir:) nerde bizde o şans grubu: sevilla-alkmaar-BJK-Unirea Urziceni ya da Debreceni dişe diş

dereyi görmeden..

Resim
eleştiri muhakkak kabulumuz, lakin üstünden 3 ay geçmeden yerin dibine, afedersiniz itin götüne sokmak da neyin nesi? hem şu anda hem de başarıya giden geçen sezonki yolda birçok eleştirim, beğenmediğim bir o kadar da taktiksel, kişisel yönleri olan bir adamdır bir zamanların mustafa denizlisi, şimdilerin Büyük Mustafası. geçen sene zamanın kısıtlığından ve 2. yarı teknik adamlığından dolayı, elbette daha çok başarının tünel ucunda görünmesi sebep olmuştur eleştiri dozajının düşüklüğüne. ama sezon başı sendromu yaşayan züperlig uleması biriktirmiş hıncını bir anda boşaltıvermeye başladı bu ak sakallı, gandalf kılıklı adamın üstüne. sadece bize yapılıyor gibisinden paranoyak bir havaya girdiğim sanılmasın, kaosdan beslenen reyting uleması, kimisi yeniçeri bıyıklı, kimisi fularlı, hakem eskileri.. dün de böyleydiler bugün de.. tam burada ertuğrul sağlam dönemine kısa bir bakış atacak ve yüzeysel bir kıyas yapacak olursak; 8-0 ve 4-1 lik iki sonuca rağmen "istikrar"ı dillerind

eski açık sarı desene

Resim
Geçen senenin sonunda yaşanan kaybetme duygusu ve şahsi olarak müthiş bir hikayenin başlaması umudunu taşıdığım Bülent Korkmaz'ın garip vedası ile biten sezon ve son günlerin ardından yönetimin kendi adıma tam soğuyorum derken mühim adam Rijkaard'ı başa geçirmesi ve devamında Keita ve Elano adlı iki acayip adamın takıma kazandırılması,Arda'nın takımda kalması da beni stada doğru yönelten,umut taşımama sebep olan ve en azından ileriye doğru planlar yapılmasına dair işaretlerin olduğunun varsayımına kapılmama neden oldu. Perşembe günü uzun sürenin ardından gittiğim Ali Sami Yen'de 5-0 lık bir galibiyet ile ortaya çıkan o güzel havaya bende ortak olmaya başladım. Özellikle neler yapacağını görmek adına özel izleyicisi olarak Keita'nın zıpırlığı, başdöndürücülüğü , hızı , iş bitiriciliği beni ve zamanımı paylaşan güzel insanın mest olmasına, eğlenmesine,keyif almasına sebep oldu. Bugün Kayseri karşısına çıkan bu takımın ne yapacağı ne tür bir sonuç alacağı an itibariy

karikatür

Resim
yazıdan önce yiğit özgüre denk gelmek, bütün kafadakileri anlamsız kılabiliyormuş.. beraberliğin bile üzüntüsünü aldı götürdü benden.. çok yaşa!

vardiyalı mutluluk:)

Resim
73 de gelen oh sesi, tello ile rehavete terk etmiş bulunuyor an itibariyle, ekrana ikinci bakışımda ise 3 puan yazıldı bile. karın ağrısı dolu bir sezonun daha başladığını anlamış olduk bu akşam sonunda. hayırlı olsun..

azalan artçılar..

Resim
günün işleyişi içerisinde ertelenebilecek bir durum gibi, şu saat itibariyle ancak ekleyebiliyorum, yazık.. bir musibet bin nasihat karşılaştırmalı sözü hatırlara düşse de, musibetin böylesi bile unutmamaya yeterli değil ne yazık ki. sadece yıl dönümlerinde ağlamaklı bir çocuğun "sesimi duyan var mı?" yakarışlarını haber bültenlerinde duyarken hatırlanır hale gelecek kadar basit artık, yazık. ne kadar çok kullansam da bu "yazık"ı, kusura bakmayın diyerek, tekrar ve tekrar kullacağım bu postta, ne yazık ki. çeşitli kuruluşların yardım için yarıştığı, barınakların, imkanların elbette seferber edildiği bölgeden hatırladığım en son haber, barınakların elektriklerinin kesilmesi ile ilgiliydi. elektrikleri kesmek için seferber olan resmi merciiler, polisler, sedaş vs o arbede anlarında neler düşündüler kim bilir, mağdur kısmın neler hissetiği konusuna girince kararmış bir gözle bütün kutsal sayılanlara saldırmaya hazır bir ruh haline giriştir aslında anlatmak istediğim.

Ben yapana kadar en iyisi bu "9.58"

Resim
Dün akşam bir dünya şampiyonası belkide olimpiyatlarda yaşanılan o fantastik ortamı yerlebir ederek daha fazla konuşulmayı,izlenmeyi başardı. Mekan ve zaman olarak tarihte yapılan o ırkçı tavırlara karşı muhteşem atlet Owens'a yapılan saygı duruşu ile başlayan dünya şampiyonasını izleyen herkes , dün akşa m saat 22:30 sularını iple çekti ve sonunda o saatlik beklemeler ile gelinen zamanda o 10 saniyelik koşuda bir inanılmaz anlar yaşanacağı hisleri belirmeye başladı. Tyson Gay geçecem,ben yapacam,edicem diyerek kendine karşı gülümesemelere yol açsa da , Usain Bolt , Jamaika Atletizm Federasyonunun sporcular ile yaşadığı sorunlarda bile yer almayarak aslında buraya ne kadar konsantre ve kararlı geldiğini ispatlıyordu. Bolt koştu ve son 15 metreyi zaman göstergesi ve kameralara bakarak geçirmesine rağmen kendine ait olan o inanılmaz rekoru bile alt üst etmeyi başardı. Olimpiyatlardan sonra elimizde kalan o tat,o lezzeti bir kez daha hemde daha fazlasıyla yaşatmak Bolt'un geleneği

"gönlüm" the lekeli sporcu

Resim
son günlerde televizyonda takip edilen ve ciddi anlamda benimde moralimi bozan bu doping olayı hakkında bir kaç kelam yazmak ve durağanlığa bu şekilde son vermek kendi adıma farz-ı kifayye oldu. Kerem Gönlüm çalışma azmi ve kariyeri ile hatırlayanlar için, Dennis Rodman'ın çok ama çok benzettiğim fakat hayatı,sporculuğu ile asla kıyaslamayacağım bir türk basketbol çalışma,azim,güven efsanesidir. Kerem Gönlüm basketbola 15 li yaşlarda başlayarak ulaştığı bu azim,başarı öyküsü olarak sürekli dillendirilebilecek, benimde içinde dahil bulunduğu K-G lakabı ile özel bir hayran kitlesi oluşturan atletik,sorumlu,savaşçı kısacası değerli bir adamdır. Son zamanlarda bu kullandığı maddeden dolayı nasıl bir sonu olur bilemem ama umarım gözümüzde, gönlümüzde saygınlığı bulunan bu çalışkan ve değerli adamın bu şekilde bir yola saptığı ortaya çıkmaz ,o ateşleyici ve çalışkan ruhunu önümüzdeki günlerde tekrardan ortaya çıkaracak güce ve temizliğe sahip olur.

bir başka deneme

Resim
artık bekowsky nin etkisiyle yepyeni bir yazı paylaşımı daha var. Bekowsky de paylaştığımız spor,siyaset,müzik ve benzeri değerlendirmelern ardından sadece ama sadece gezi,lezzet durakları paylaşımının olacağı yepyeni bir yazı ortamında görüşmek üzere.... damakcatlatan.blogspot.com adresinde gezi denemeleri ve nerede ne yenileceğine dair paylaşımlar olacaktır, umarım katkıda bulunanaların da etkisiyle daha da genişleyen güzelleşen bir paylaşım olacaktır.

frank rijkaard sorusu?

Resim
milanda kaç numara giyerdi hatırlayanlar??