azalan artçılar..

günün işleyişi içerisinde ertelenebilecek bir durum gibi, şu saat itibariyle ancak ekleyebiliyorum, yazık.. bir musibet bin nasihat karşılaştırmalı sözü hatırlara düşse de, musibetin böylesi bile unutmamaya yeterli değil ne yazık ki. sadece yıl dönümlerinde ağlamaklı bir çocuğun "sesimi duyan var mı?" yakarışlarını haber bültenlerinde duyarken hatırlanır hale gelecek kadar basit artık, yazık. ne kadar çok kullansam da bu "yazık"ı, kusura bakmayın diyerek, tekrar ve tekrar kullacağım bu postta, ne yazık ki.

çeşitli kuruluşların yardım için yarıştığı, barınakların, imkanların elbette seferber edildiği bölgeden hatırladığım en son haber, barınakların elektriklerinin kesilmesi ile ilgiliydi. elektrikleri kesmek için seferber olan resmi merciiler, polisler, sedaş vs o arbede anlarında neler düşündüler kim bilir, mağdur kısmın neler hissetiği konusuna girince kararmış bir gözle bütün kutsal sayılanlara saldırmaya hazır bir ruh haline giriştir aslında anlatmak istediğim.

dışarıdan bakarak bu ölümcül, acımasız eleştirilerle gerçek bir sahiplenme mi, yoksa kendini rahatlatma mı, bunu ben bile itiraf edemiyorum açıkçası. sadece duacıyız demek yeterli midir yoksa? kayıp sahiplerine sabır dileyerek, 1 sene sonra sonra daha az "musibetzede" olarak hatırlayacağımızı korkarım eklemeliyim. mekanları cennet olsun... YAZIK..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çarşamba akşamı..

gol sevinci - gutiden gol haberi

yapma boruc, 3 oldu!