Kayıtlar

Haziran, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ben yazdım..

Ahtapot saldırısına uğramış gibi sarılmış olan bedenim nefes almayı becerememekte şu sıralar.. Bende bir şarkıyı seçtim kendime en doğru zaman oldugunu düşünüp ve hakkını vererek bazen gece uyku dünyasından çıkıp bazende gündüz gerçek dünyadan sıyrılıp dinlemeye başladım..iyi ki varsınla başlayıp sitemden öteye giderken bağıra bağıra hiçbişeyin eskisi gibi olmadıgını söyleyen bir şarkı seçtim..yanlış yola gidenin ben oldugumu söylerken ondan dönmesini bekleyecek kadar saçmalayabilen ,severken pişmanlık hissetmeyen sözlerle avuttum içimdeki acıyı.. ve sertap erener..son albümüyle beni fazla şaşırtan kendimi rengarenk bir şekilde dans ederken bir anda koparılan çiçeklerin oldugu bahçemde ağlarken bulmak şaşkınlığımın albümden ötürü değil benden ötürü olduğu gerçeğini sundu sanırım.. Bu zamana kadar geçtiğim bütün duraklar beni yormuşken ilk kez heyecanla dinlenmek istediğim bir durak bulmuş durumdayım..ve bu durağa ulaşmak için başladığım yürüyüşümde işte bu

kalbim nerde kaldı ?

Resim
kahve mi almış, yanına da sigara mı sarmaya çalışırken çok uzaklardan bir ses bir şarkının sözlerini kulağıma fısıldamaya başladı...... ''cigaramı sardım karşı sahile'' tıpkı şarkının devam sözleri gibi;'' yaktım ucuna acıları''....sonra aklıma dostlar geldi; ''sevgimi attım dostlar coştu, bir ağıt yaktı kadere..... sonra hayali bir kadeh aldım elime'' kadehimi vurdum KARŞIYAKA ya çarşı da hergele meydanında, bostanlıda sahilde Efeler şerefe kalktı''.... ''kalbim ege de kaldı''... sadece egede değil tabi, hayale kilit vurulmuyor ne de olsa. sonra diğer elimde silivovica yı kaldırdım çooook uzaklardan bu sefer İgman dağından 101 ler şehitliğinden çedomir domuz ve yanında yatan partizanlar kalktı kimi ziveli(jiveli), kimi na zdravje dedi. dedim ya hayale kilit vurulmuyor bir 2.dünya savaşına gittim bi 9 eylül İzmir in kurtuluşuna sonra bi baktım kordondayım. karşıya bakıyorum hani karşı yaka dan gidince karşıyakayı

vuvuzela time

Resim
bir de böyle deneyim web sörfünü. dünya kupası evinize, iş yerinize, iliklerinize gelsin. http://www.vuvuzela-time.co.uk/ bu da vuvuzelalı bekowksy. ve iki soru; vuvuzelasız yapılmadık ne kaldı? son olarak bugün vuvuzela için ne yaptın? bzzzzzzzzzzzzzzzzzz

bugün benim doğum günüm

Resim
doğduğu güne lanet edenlerden biri olarak.güne oflaya puflaya başlamıştım.kafamda sürekli esma redzepova nın ''zaşto sime majko rodila'' şarkısı fink atıyodu.her yıl olduğu gibi bu yılda şarkının sadece başını beyin dilime plesenk etmiş haldeydim(aslında hala öyleyim). hatta bu yazının başlığıda zaşto sime majko rodila olmalıydı ama iş yerimde karşılaştığım doğum günü kutlaması yüzümde tatlı gülümsemeler ve kızarıklıklar oluşturdu. bi anda iyi doğdun kadri ve hediye paketi alınca kendimi mahcubiyet derinliklerinde buldum. herkese ayrı ayrı ne kadar teşekkür etsem yine de yeterli olmaz. dedim ya ben doğduğu güne lanet edenlerdenim.sevmem böyle günleri,ters köşe ettin beni backup. bugünün aksiyonlarında F olan ben oldum. hepinizi çok seviyorum arkadaşlar.hele çıban başı senle ayrı görüşecez ;) anladın sen onu bajçe...

best of vuvuzela

Resim
kupada futbolundan çok konuşulduğu kesin vuvuzelanın. bizim markette bile raflarda yerini almış. bir deneme yapayım dedim ama ses olarak hayal kırıklığı yaşattı, ekrandaki tadı alamadım. yine de duvarımı süslesin diye bir tane edineceğim. burada da vuvuzela çilesinin getirdiği son noktalar mevcut: alternatif vuvuzela geyikleri albümü. bzzzzz .

AŞK

Mevlana derki; her kimin yakası bir aşktan dolayı yırtılmışsa, o hırstan ve ayıptan tamamıyla temizlenmiştir. kimde aşk endişesi yoksa, o kanatsız kalmış bir kuş gibidir, vah ona! ey bizim sevdası güzel aşkımız; şad ol!.. toprak beden, aşktan dolayı göklere çıktı; dağ (bile aşktan) oynamaya başladı, çevikleşti. yemyeşil aşk bağının sonu, ucu-bucağı yok; orada gamdan ve neşeden başka ne meyveler var! aşk dâvaya benzer; cefa çekmek de şahide. şahidin yoksa dâvayı kazanamazsın ki! her ne kadar dille anlatmak aydınlatıcı ise de dile (gelmeyen) aşk, daha parlaktır. aşk seçkin erler için gemiye benzer. gemiye binen kişinin bir âfete uğraması nâdirdir, çoğu zaman kurtulur. aşkın yüzlerce nazı, edâsı, ululuğu var. aşk, yüzlerce nazla elde edilebilir. aşk vefakâr olduğu için vefakâr olanı satın alır. vefasız adama bakmaz bile. aşkın beş yüz kanadı vardır. her kanadı, arştan yer altına kadar bütün kâinatı kaplar. aşk, denizi bir çömlek gibi kaynatır; aşk, dağı kum gibi ezer, eritir. aşk, gökyüzü

viva st. pauli

Resim
Bugün musoski nin yaptığı kıyakla yaklaşık 5 yıldır her almanya'ya gidenden istediğim st.pauli formama kavuştum. Hani şu asi adamların , sol düşüncenin , Tanıl Bora'nın kulübünün formasına. O değilde formayı giyince bile başka oluyormuş insan. Galatasaray formasını giymek bile bu kadar heyecanlandırmamıştı beni. Bir de almanya semalarında rostock pussieslerine karşı Deniz Naki gibi işaretimi çekip maç izlesem sanırım hayatta yapmam gereken 10 şeyden birini gerçekleştirmiş olacam. O yüzdendir ki bu sene bundesliga maçlarında St. Pauli olsun diye şimdiden trt'ye maillerimi atmaya başlıyorum. 3 ayda yaklaşık 1000 tane mail atsam belki 2-3 maç daha fazla izlerim. Kutsal sayılacak o maç günlerinde de musoski ile beraber viva st.pauli diyip!

Tenha bir hayatın içinden...

Tenha bir hayatın içinden geçenlerin isteyeceği bir şeydir olsa olsa bir gülüşü satın almak. ’tek bir gülümsemeyi.’ Uzaktan bakıldığın da ‘yalnız’ görünen, içine kapanık dünyasında tekdüze kalabalıkları,konuşmaları, şaşırtmayan iki yüzlükleri, boş vaatleri, öngörülmeyen sürprizleri ta en başından reddeden bir hayatın ‘tenha’ görüntüsünün ardındaki dizelerse dünyayı satın aldığını zannedenlere gülümser usulca! Sınırsız düşlerin peşinde sürüklenenler için kalabalıktır dünyanın tezgâhı. peşine düşülen göklerin yakınlığı kadar yakındır uzakta kalanlar. iç seslerle sürdürülen sonsuz konuşmalar arasında, ’en yakındaki düş-çekilip gider-gerçekleşmeden’,sırada yeni düşler, söylenmemiş sözler, dizeler vardır nasılsa, tezgahı süsleyen. En küçük bir gülümseyişin peşine düşen.

güney afrika: 5. gün

Resim
5. gün: her anında bir vuvuzela vızıltısı, biraz ömer üründül, yine bolca jo'bulani. futbol mu? sadece almanya; özil, müller, khedira, lahm. 5. günün ortasında turnuva futbolunun aksine, kupa şöleni sıfatına yakışır tek oyundu benim için. kurcalayan tek soru; avustralyanın sandığımdan güçsüz çıkması mı bu oyunun sebebi, yoksa almanya gerçekten iyi mi? gana ve sırbistan maçı bu sorunun kilidini açacaktır muhakkak ama o maçlara kadar damağımda kalan bu tadı hangi takım unutturacak? uzun sürmeyeceğini umut ederek sıradaki fildişi-portekiz maçı olmasını diliyorum bu maçın. (5. gün üzerine umutsuz konuşmak için erken, ama çok güzel denk gelmiş bir 4 günlük iznin tek maçlık bir seyir zevkiyle sınırlı kalmasına da canım sıkılmıyor değil hani:) "biz niye yokuz?" muhabbetlerine hiç girmek istemesem de, slovenya, cezayir, yeni zelanda, slovakya, kamerun hatta sırbistan gibi takımları ve maçlarını gördükten sonra içerlemiyor değilim. özellikle son avrupa şampiyonasının hikayesini

mevzu bahis

Resim
dünya kupası sadece futbolsuz geçen günleri doldurmaktan öte bir etkinlik: birisi de bahis yoğunluğu tabi. kupanın başlamasına bir hafta kala ilk iki maçlar arasından kombine bir kazanç elde etmenin kısa yolunu bulmuştuk kendimizce. dün maillerimi karıştırırken unuttuğumu farkettim. sonra erindim, erteledim. green bu unutkanlığı ödüllendirircesine malum hatayı yapmasa maçlar boyunca acabalarla başbaşa bırakacaktı beni. sağolsun. alternatif senaryoda, bu 10 maça oynadığımı ve greenin hatasını canlandırıyorum da, ucuz sıyırmışız. olası kazanç tutarı müthiş bir yaz tatili için umuttu, yine olmadı. 3. günün içindeyken hala güzel bir maç izler miyimin umuduyla geçiyorum ekran başına.sabrım tükeniyor, yetiş ya torres. velhasıl: unutkanlık her zaman kötü bir şey değildir!

Q7

Resim
nobrenin 2 küsür milyon euro aldığı, tabataya 8 mn euro verilen yerde, ricardoya abdurrahman çelebi derler! verilen ücret ve ısrar daha çok kendisinin ayağa kalkma ihtimalinedir sanırım. uzun zamandan beri transferde kumar yöntemiyle iş gören yönetim, bu sefer sonucu kötü olacak olsa bile doğru ata oynadı bence. önce shuster sonra ricardo! bu saat çok sık doğruyu göstermeye başladı. yine de paçaları sıvamamak lazım.

gerek yok

Resim
Uzaklaşıp gitmenin gerektiği şu zaman diliminde mesainin son saatlerine yaklaşırken bir anda tüm inancın yok olmasıyla hiç umulmadık bir anda 2 gün öncesine dönmeden dönmeyi istemeden tüm gemileri yıkıp tüm külleri yok edip gönder tuşuna basmak..yarını beklemeden şimdi tam şuanda kelebeğin ömrünün son buluşu..gözyaşına gerek yok..onunda şarkısı var..nokta.!

sarbi marsilyada

Resim
istenmeyen adamlardan kurtulmanın iki yolu; birincisi sinan enginin menejer olduğu bir kulüp bulup(malum) 8 katına okutmak, ikincisi ve kesin olanı ise incisözlükten medet ummak:) güle güle sarbi. http://www.lephoceen.fr/ depeches-OM/mercato-2- nouvelles-pistes-a-droite- 19959 incisker

jugonostalzija (yugonostaljiya)

Resim
çocukluğumda ''orda bir köy var uzakta,gitmesekte görmesekte o köy bizim köyümüzdür'' şarkısının bana o köyün, o yerin neresi olduğunun anlamını barıdıran bir ülkeydi yugoslavya. dedemin partizan olmasından mı, yoksa göçtüğümüz köyün yugoslavya komünist partisinin (bu arada köyün tamamı müslümandır ve gayette dini bütün insanlardır) makedonyadaki karargahlarından biri olmasından mıdır bilmem ama gidip görmeden içimde derin özlemlere hep gark etmiştir beni yugoslavya. ne kadar uzak olsam da hep benden bir parça olduğunu sayışım bundan olsa gerek. 91den sonra yugoslav olmaktan makedon olmaya afilli geçenlerden olamadım. hala da geçememekteyim. sanırım 93 tü, sarajevo pazar yeri katliamında allahtan uzaklaşmıştım. sonra 94te srebrenicada bıraktım allahı. imanı bıraktığım topraklarda devletin ismini bırakamamakta ayrı bir ucubelik. uzun lafı kısası yugoslavya ütopya ydı. olmadı...

nickname sahibiyim fütursuzca bloguma entry girdim

Resim
Son zamanlarda nereyi okumaya kalksam Fatih Altaylı ve Ekşi Sözlük tekzip ve çekişme olayından gazeteciler birbirlerine saldırmanın ahlaksızlığından,internet dünyasının kancıklığından falan dem vurmaya başladılar. Bu ne şiddet , biraz soluklan yiğen gibi alternatif "come down" kalıpları üzerinde sözlük,blog dünyaları kontra atak ile olaylara cevap vermeye çalışıyordu. En son modada Ekşi Sözlük ve klonlarından ona yaklaşmaya çalışanları da bitirme kampanyası. Bu nasıl bir ego dünyasıdır artık kavrayamadım bu ülkede. İşin komik tarafıda Ekşi Sözlüğe vurmaya veya ona hakaret etmeye çalışanların geçmişlerinde ve günümüzde nasıl haberler ile birilerinin hayatlarını sonlandırdıkları veya fütursuzca , ahlaksızca söyledikleri meşhur bu adam değil pişkinliğinden sonra dillere destan gülümsemeleri ile hatırlanmaları. En çok merak ettiğim noktada bu adamlar acaba kendi medya towerlarında bu sözlük dünyasında üzerinde belli ki düşünülen emek verilen yazıları,eleştirileri hayatları boy

Bitiş / tükeniş ve sahneyi terketme hakkında...

Resim
Uzun zamandır yasama kendını kaptırmak ; yasamaktan yazmaya zaman ayıramamak ; kafandakılerı toparlayamamaktı benı susturan..Sustuklarımı ıcımde bırıktıren.. "Durma yagmur durma"dıye dıye yagdırdıgımız yagmur tekrar tetıkledı "bıseylerı" ıcımde.. Onca bılmıs konusmalar , hayatın sırrını cozmuscesıne koyulmus noktalar aslında sadece vırgulden ıbaretmıs.. Aynı kadının sarkılarını farklı zamanlarda bır hıkayeymıs gıbı dınlemek , her sarkı senın ıcın yazılmıs gıbı tum satır aralarını gordukce kapanmak ıcıne..Okudugun hıkayelerde baska hayatlara sızmaya calıstıkca gercekten uzaklasmak yerıne gercege yakınlasmak.. Hıcbır "exıt" levhasını gormeden tum kavsaklara bodozlama dalmak..Acının acıyı cekmesı ; ısteyerek / ıstemeden mazosızme dalmak..Dalınca derıne kacmak ; cıkarılacak kum bulamamak.. Goz gore gore , bıle bıle ; belkı bır kırıntı bulurum dıye anlamlar yuklemeye devam etmek , yukleyecek anlam , karsılıgı bır turkce kelıme bulamamak ; ana dılınde bagıra

takım neden oynamıyor

Resim
akaretlere demir örülmeye başladığından beri yaşıyorum bir siyaha, bir beyaza gidip gelmeyi. seçim gününden itibaren dönmemek üzere kararlar alıyorum. hepsinde er ya da geç dönüyorum tabi. del bosque'yle yeni bir başlangıç mı diye iç geçirirken: görmeden, duymadan edemediğim, kudurmama sebep bir alışkanlık haline gelecek "hoca kriz"lerinin müptelası oluverdiğimi farkediyorum. rızayla öz evlat durumundan duygusal bir ilişki yaşasak da, adem dursun ve yol arkadaşı youla birer karakedi oldu aramıza. bir koray avcı anladı beni. gittiğine fazla üzülmedim, don değiştirir gibi hoca değiştiren bu siyah-beyaz aradığını bu sefer Tiganada buldu.. zannettim. burak yılmazdan tehlikeli silah, gökhan zandan stoper, gökhan güleçten forvet yarattı. serdarın kurtuluşu oldu. 2 kupa aldı. yetiremedi. 8-0 da askerdeydim: poşet olmanın verdiği avantajla gece nizamiye çavuşluğunun keyfini yaşadığım zamanlar. -20 dereceyi yırtarak girdiğim gazinoya henüz birkaç adım atmışken 2. gol geldi. tekr

dünya kupası demeden

Resim
Dünya  kupasının başlamasına az kaldı. Yine biz yokuz. O zaman 90 lı  yıllardaki gibi herkes bir takım seçecek kendine. Eskiden,  nedenini bilmem ama,  halkımızın çoğu gibi ben de Brezilyayı  desteklerdim. Ama uzun süre İngilterede  kaldıktan ve  maçlarını,ligini takip ettikten sonra bu kupadaki takımım  değişmez olarak: İngiltere.  Favori olarak İspanyayı görüyorum(Gerçi üst üste Avrupa  Şampiyonası  ve Dünya Kupası kazanmak çok zor olsa da). Neden  biz yokuz veya kimler var da biz yokuz diye bir soru sorarsam eğer,  aklıma çok farklı iki şey çıkıyor. İlk olarak Wembleyde  izlediğim  İngiltere-Slovakya maçı. Umutlu Slovak arkadaşlarım  ve 4-0 lık İngiltere  galibiyeti(çok normal): İlk sorum Slovakya  var biz niye yokuz oldu. Ama cevabım  da kendimden geldi ' Biz  İngiltere'ye gol dahi  atamadık' 28.03.2009  daki Wembley de yapılan İngiltere-Slovakya maçı her bakımdan  çok  ilginçti benim için. İlk olarak şunu söyliyeyim ingilterenin  yeni formasıyla  ilk defa

arda'nın öğretmeni

shuster, serdar'ı nasıl gönderirsiniz derken bu videoyu izlemiş olmalı. kasetlerden oyuncu beğenip almak ne kadar anlamsız gelse de, şu birkaç dakikanın büyüsüne kapılmadan edemiyor insan. böyle mi olacaktı be serdar?

at fink'e

Resim
sadece oyun düzeni olsa bir  nebze, ama demirören yönetimi td seçiminden oyuncu seçimine kadar aynı plana adamış görünüyor kendini. allahtan orjinal bir fink'miz varda zorluk çekmiyoruz taktik anlamda. oklar geçen güne kadar quaresma üzerindeydi, şimdi hilbert ve shusterde; hayırlısı! bu arada hatırlatmadan geçmeyelim bjk alt yapı seçmeleri açılmış, çocuklarımızı bu plandan mahrum bırakmayalım. merak ediyorum serdar özkan , özellikle de batuhan transferinden sonra başvuru sayısında nasıl bir değişim oldu. çocuklarımızın ulaşamayacağı yerlerde muhafaza edelim. lütfen ! turkish plan: the red dot is not the ball, it's the referee ve favori french plan : in their plan, they try all possible hypothesis.. shit! they forgot the goal:)

hepimiz portakalız

Resim
deli ibolusundan istiyorum hemen! evet yanlış duymadın :) (yönlendirme için fotoya tıklatınız.)

israil sosyal imlemece

Resim
- facebookta "kahrol!", biraz da bayrak yakmaca. - spikerin israil konsolosunu alt! ettiği görüşme gurur okşayıcı. bilmem kaç kişi bunu beğendi! - hemen retweetle destekle, hatta blogla! - yaşasın sosyal medyanın gücü. - şimdi dağılın, bir sonraki saldırıya kadar. - ya da buradan paylaşmaya devam edin. iyi uykular.

leve palestina *

Resim
Leve Palestina och krossa sionismen. Leve Palestina och krossa sionismen. Leve Palestina och krossa sionismen. Leve, leve, leve Palestina. Leve, leve, leve Palestina. Leve Palestina och krossa sionismen. Leve Palestina och krossa sionisme n. Leve, leve, leve Palestina. Leve, leve, leve Palestina. Leve Palestina och krossa sionismen. Leve Palestina och krossa sionismen. Och vi har kastat stenar på, soldater och poliser. Och vi har skjutit raketer, mot våra fiender. Och hela världen känner till vår kamp. Och vi ska befria vårt land, från imperialismen. Och vi ska bygga upp vårt land, till socialismen. Och hela världen kommer att bevittna. Leve, leve, leve Palestina. Leve, leve, leve Palestina. Leve Palestina och krossa sionismen. Leve Palestina och krossa sionismen. Leve palestina; yaşasın filistin..... ht tp://fizy.com/s/1ao8ug

özgürlük uğruna

Resim
benden hoşlanmayacaksınız.baylar kıskanç olacak, bayanlarda da nefret uyanacak.şimdi beni sevmeyeceksiniz ama vakit geçtikçe beni çok az seveceksiniz.bayanlar, bir duyurum var. size hazırım. her zaman. bu bir övünç ya da tahmin değil. bu tıbbi bir gerçek. ben böyle ifade ediyorum. ve benim ifade edişimi izleyip iç geçireceksiniz. yapmayın sakın. bu size sıkıntı verir. ve juponunuzu kaldırmamdansa. uzaktan izleyip kararınızı vermeniz daha iyi olur. beyler,umudunuzu kaybetmeyin. size de hazırım. ve aynı uyarıyı yapıyorum. konuşmamı yapana kadar ufak bir ereksiyon yaşarsınız. ama sonra ilişkiye girdiğiniz anda, ilişkiye girdikten sonra. bunu sizden beklerim. ve beni hayal kırıklığına uğratıp uğratmayacağınızı bilirim. testislerinizde tıngırdayan. hayalimle ilişkiye girmenizi arzu ederim. hissedin. benim için nasıl olduğunu. ve zihninizde tartın. bu ürperti, onun hissettiği ürpertinin aynısı mıydı? daha etkileyici şeyler biliyor muydu? yoksa bu parıltılı anlarda, kafalarımızla dövdüğümüz.