karalamaca

insan her gün aslında kendine daha fazla saygı duymak için yaşıyor bunu da yaş 30'a yaklaştıkça daha iyi anlıyor insan. Ben bugün kendimi bir çok kişinin yerine koydum ve böyle bir değerlendirmeye fütursuzca ulaştım onu da bilemiyorum. Ama üniversite hayatımda sola doğru attığım zihinsel adımlar . daha fazla kendime güvenmek için beynime 3 öğün yemek niyetine beslediğim fikri ve vicdanı hür sol taraflı düşünceler belki de attığım adımlarda kendime daha fazla güvenmeme . eğri büğrü çizgili bir yolda bile adım atma kararsızlığı yaşamama sebep oldu. Ben bugün 27 yaşına geldiğimde artık geride kalan o komünsal düşüncelerin yerine yerleşen "pure" kapitalist yaftaların içerinde bile hala o eskiden kalan düşüncelerin hayatımda yer eden etkisi ile belki de daha sağlam durabiliyorum. Zaten iktisat eğitimimde de bir tez atmıştım ortaya kendimce : "Eğer bir ülke sosyalist düşüncelerin etkisinde proleteryanın isyanını. insan haklarına dair özgürsel fikirleri yaşadıktan sonra avrupalıların tabiri ile libertarian bir düşünce yöntemi ile yönetim hayatına devam ederse ortaya başarılı . istikrarlı ve duruşu belli bir ülke çıkıyor ". Aslında bu kendimce yaptığım iktisadi eleştiri bireyin (yani benim) de taa en derinden yaptığı bir kişisel sorgulamasıydı. Şimdi bu yazıyı okuyan bir kaç kişi belki de ulan nerden başladın nereye geldin diye bana kızıyordur muhtemelen ama iş hayatı insana böyle derin karalamalar yapmaya fırsat veriyor. bugün yaşadığım garip müdür - çalışan diyaloğu da beni üniversite yıllarımda yaptığım kişisel sorgulama günlerime geri döndürdü. İktisat okurken hep kendimce yaptığım çıkarımlar olur du aslında ama bunu sadece kitap üzerinde ve emekçilerin haklarını gasp eden patronların ışığında değerlendirmek başıma geldiğinde nasıl davranacağım hakkında zerre bir sona götürmedi beni. Bunları yazarken de aslında işten kovulmuşum gibi anlatıyorum ama öyle bir şey de yok aksine benimle ilgili daha iyi planları olduğunu açıklayan insanlar var etrafımda. Ama bu yenilenen fikirleri yorumlarken de üniversite hayatımda yukarıda bahsettiğim çıkarımlardan birisi daha aklıma geldi. "kapitalizm bir sistem kurarken en önemli etken olan insanın hayatını devam ettirme şeklini komünizmden çalmıştır diye. Kapitalizm insanları iş hayatına adapte ederken en önemli tasarrufu insaları sıradanlaştırarak onlardan faydalanmaktı. Ha faydalanmak kelimesi var olan bir yerde nasıl komünsal bir düşünceden bahsedersin diyenler olacaktır ki bende bunu şöyle derinlere dalarak açıklamaya çalışayım. Komünizm insalara bir şeyler verirken en önemli manifestosu insaları eşit şartlarda yaşamaya . çalışmaya . beslenmeye dair idi. Elbette fark yaratmak sizin elinizde idi ve bunu da komünsal bir düşüncede sonuna kadar kullanma fırsatını veriyordu. Kapitalizm ise bunu
referans alarak bunun üzerinden nasıl faydalanabilirizi düşünüyor: insanları yine sıradanlaştırmayı hedef alıyor ama bunu yaparken belli bir eşit şart koymaktansa onu sınıfsal çöküntüye . elinden herşeyi almaya konsantre olup . içinden çıkmak istiyorsan zihninden . karakterinden . duygundan . zamanından fedakarlık edip sonu belli olmayan bir çalışma düzeninde sırıtmanı bekliyor. İşte ben de bu karalamacayı bu sonuç üzerinden çıkararak yaptım bugün. Ben sıradanlaşmaya alışmışken bana iş hayatı karakterinden . duygundan . zamanından . zihninden kurtul ve kapitalizme karşı sırıt mı diyor . yoksa sıradanlaşan hayatını sonuna kadar sömürür ve seni sınıfsal ayrımın en dibine kadar gönderirim diye tehdit mi ediyor. En azından bu sonucu çıkarmak yıllar sonra düşünmek bana iyi geldi ve bunu okuyan kişilere de bir kaç kelam etmek üzerine bu düşünceleri buraya döktüm. eğer anlatabildiysem kendimi siz kendinizi hangi tarafa koydunuz ve hangi sorgulamayı kendinize yaptınız. Kapitalizm içerisinde kötü para iyi parayı kovar tezine karşılık her arzın bir talebi vardır diyerek mi yarına bakıyorsunuz ya da her sorgulamanın sonunda karakterinizden . doğrunuzdan . düşüncenizden zerre taviz vermeyerek sıradanlaşmayı mı kabul ediyorsunuz. veya hepsini bir kenara bırakarak ben kapitalizmin uygulayıcılarına sırıtmak için elimden gelen herşeyi yaparım diyorsunuz. sonu gelmeyen bir karalamaca yapmışım aslında ben ama hepsini kenara koyup insanın en güzel kaçış yolundan uzun süreli bir uykudan medet umayım en iyisi. Bu kadar bitti işte. Devamı daha sonra gelir nasıl olsa.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çarşamba akşamı..

gol sevinci - gutiden gol haberi

yapma boruc, 3 oldu!