etme

*** Bu yazı bugün ortaya çıkan Yılmaz Erdoğan tartışmalarından sonra akla gelen bir şiir üzerine kurgulanmıştır ***

Ben bu yaşıma kadar bir çok veda şiiri , bir çok ağıt veya ayrılık cümleleri okudum ama aşağıda belirteceğim şiiri ilk okuduğum günden bu güne kadar değişmeyen fikrim bundan daha güzel bir veda yakarışının olmadığıdır,yüzyıllardır yazılmadığıdır. Hayatta bugüne kadar aşık olduğum tek insana böyle bir yakarışla seslenebilseydim ben eğer muhtemelen şu anda onunla çocuğumuzu seviyor olurdum diye düşünürüm ben bu cümleleri her okuduğumda. Tüylerim diken diken , hissiyatım paramparça olur Yılmaz Erdoğan'ın sesinden dinlediğimde bu ruhani cümleleri. Bu cümleler üzerine yüzlerce kelam edebilirsin ama bu sözleri önüne alıp Yılmaz Erdoğan'ın sesiyle yüzlerce kez dinlediğimde o yaşadığım sessizlik,binlerce sayfa yazı yazmakdan daha evla geliyor bana sanki. Sözleri okumadan şu kısacık hikaye ile nasıl yazıldığına dair bir iki kelam edelim hissiyatımızda bir eksiklik yaşamayalım ;

"Mevlana ve Şems günlerce , haftalarca, aylarca kapanıp yaşadıkları,tartıştıkları o tasavvufi günleri yaşarken dışarıda var olan hayatta onların bu duygularına dair tepkiler, ardı kesilmeyen itiraflar ve daha bir sürü dedikodular oluşmaya başlar. Bunun üzerine Şems Konya'yı terk edip Şam'a yerleşmeye karar verir ve ansızın bir gün ortadan kaybolur. Mevlana Şems'in ardından Şam'a gidip onu bulmaya karar verir ama başaramaz. Daha sonra Konya'ya geri döner , Şems'in Konya'ya dönmesini bekler. Bu bekleme zamanında ise Şems'in hayali ile yaşamaya başlar. Şems Mevlana'yı bırakıp gitmeye karar verdiğinde Mevlana'dan Şems'e etme diye bir yakarış dökülür. Devamı aşağıda olan o muhteşem yakarış dökülür. Etme. "

-----------------------------------------------------------------
ETME ;

duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme
başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun, etme

sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun, etme

çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme

ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun, etme

ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme

sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme

bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme

aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme

ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme

şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
o zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme

bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun, etme

harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme

isyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

mevlana - 1247

-----------------------------------------------------------------

Yılmaz Erdoğan'ın muhteşem yorumu ile Erzurum Kış Olimpiyatları açılış seremonisinden Etme;

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çarşamba akşamı..

gol sevinci - gutiden gol haberi

yapma boruc, 3 oldu!