indirdim şarteli




Mesai saatiniz 24 saat aralıksız bir süreyi kapsayınca ister istemez zaman geçirmek için sosyal medyanın desteğine olmadı kendinizi gerekli,gereksiz bütün dizilerin koynuna doğru bırakıyorsunuz. Diziyi böyle zamana doğru yaydığın sürece de malumunuz dizi karakterlerinden yola çıkıp kendinize doğru bir karakter analizi anında bir empati sonra içselleştirme falan derken olayın boku çıkmaya başlıyor. Ne kadar boku çıkarsa çıksın o kadar mesai saati tek başına geçmez arkadaş , bana da hak verin biraz.

Herneyse ben bu sene böyle geçmiş zaman dizilerine bıraktım kendimi genel olarak. Muhteşem Yüzyıl , Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam , Kurt Kapanı derken araya Boardwalk Empire , Hell on Wheels falan sıralama uzun yani. Gerçi Türk televizyonculuğunun nadide eserlerini pek izlemedim ama madem tarihsel falan dedim ilgi çekmek için listeye onları da ekleyeyim bişey olmaz , nasıl olsa hikaye 10 bölümde 2 cm ilerliyor 1 bölüm izlesem 3 ay anlatacak bilgiye sahip olurum her türlü.

Tarihsel hikayelerin yandaş anlatımı,fazla kahramansallık betimlemelerini veya aklanma vaziyetine hiç girmeden bütün zihinsel düşüncelerimin şartelini indirip sadece o zaman içinde yaşanan bir olaymış gibi izlemek bana iyi geliyor mesela. Hell on Wheels dizisini öyle seviyorum ben örneklersem. Kesilen,biçilen kızılderelilerin sürekli kafa derisi alan bir yamyam gibi gösterilmesine zaten başka türlü katlanıp seyirlik zaman geçirmezsin. Bu süreçte en son tanıştığım ama vayyy dediğim dizi ise Game of Thrones oldu. Çok geç farkına vardığımı biliyorum ama olsun geç oldum da ne oldu sanki 3.sezon başlangıcını yine hep beraber bekliyoruz erken izleyenlerle di mi yani ? Bu dizileri izlerken böyle tarihsel karakterleri günüme falan uyarlamaya başladım misal ben. Favori karakterim mesela Lannisterların Tyron Reyiz. Ufacık,tefecik içi dolu turşucuk kıvamıyla çok eğleniyordum adamı izlerken. Bu dizinin kitabını okumayan biri olarak tam yansıtılıp,yansıtılmadığını bilemem tabii ama kitapta bundan çok daha öte bir karakter ise okumamak ile çok şey kaçırdığım belli.

Kıssadan hisseye doğru yönelirsem ; Mesai saatlerimde tam Tyron Reyiz'e kulak vermişken çalan telefon ve hattın ucundan gelen olumsuz sesler , "İbrahim , please amend the permission " gibi çığlıkları duyunca hemen reyizin karakterine bürünüp önümdeki notlardan neler yapabileceğimi çıkarıyorum ve sonunda başarırsam eğer , tyron reyiz havasında su bardağımı duvara doğru kaldırıp şimdi oldu kıvamına gelebiliyorum. Mesai bitimi gelip çattığında ise bu sefer günlük olaylar karşısından aman ha diyorum mesela kendime olayı çözmeye çalışırken Tyron reyizi örnek alma,aman diyim düzgün,ustürüplü iş yap diye çırpınıyorum içselimde. Bu sefer kendimi çok alakasız olsa bile İsmail abinin saflığında bu gemi geri dönecek iyiniyetiyle el sallamak için hazır buluyorum nasıl becerebiliyorsam. Kötü niyet çeken tavşanı uyarıp , niyetleri eli ile yazan adamın iyi niyeti ile devam etsin diyorum sivil hayatım. Plan yapma plan diyerekten devam edeyim diyorum mesai bitiminden sonra şarteli kapattığımda. Aslında ütopik ama olsun günlük hayata dönünce aklıma sadece İsmail Abim geliyor yapacak bişey yok. Ruhum İsmail abiden elektrik alıyor ne diyelim şimdi paravanı kapayıp , olmaz bu iş mi diyelim!!! Hakikaten böyle yoğun dizi mesaisi geçirince işin şirazesi kaçıyor ne olacağına kiminle empati yapacağına karar veremiyorsun , değişik duygular ortaya çıkıyor her türlü. Gerçi fatmagülün yerine koyup tecavüzü düşününlerde vardır ya aramızda neyse allahtan o derece sapkınlıklar içerisine girmiyorum.

Bu kadar abuk subukluktan bahsetmenin nereye bağlanacağı konusuna gelince biraz; bazen yaptığınız her şeyin,attığınız her adımın bir sebebini bulmak için , hani o çok başarılı komşunun çocuğundan ziyade içinizde de olsa , itiraf etseniz ,etmeseniz de bir ilham kaynağınız veya gördüğünüz bir karakterde evet bu işte ben dediğiniz anlar yaşanıyor , itiraf edin. Ben bu anları uzun saatler çalışırken ziyadesiyle yaşamaktayım ve bazen delilik seviyesinde yaptığımın farkında hatta işi abartıp basit bir hareketi bile ulan kime benzedi şimdi bu diye sorgulamaktayım. Her ne kadar kendimi sadece kendim olmakla tanıştırıyorum diye iddialı ifadelerim olsa bile dışarıdaki bağlantılarıma; içimden at yalanı sıçayım inana kıvamında kavgalar yaşayıp sonra ruh ve bedenimin horoz dövüşünü izleyip eğleniyorum. Bunlardan kimsenin haberi olmuyor elbette ama kişisel çekişmeler kendini yoruyor azizim. Yaşımız neredetse 30 olsa bile bazen bir edebiyatçının,sinemacının,tiyatro oyuncusunun yüreğinden çıkan karakter yıllardır arayıpta bulamadığınız sen oluveriyor sorgusuz,sualsiz direkt kabul edilebilir sloganı ile. Bak misal ben bir yazı yazarken hep hayal ettiğim ama daha anlatamadığım bir karakter ver adı şöyle olsa nasıl yorumlarsınız bilemem ;

"bilinenle bilinmeyen arasındaki ince patikaya mum ışığı üfleyen insan"


Yorumlar

ado dedi ki…
neoldu bizim şampiyonluk yazısı
meoezcan dedi ki…
yazdım taslaklarda duruyor ama malum sebeblerden dolayı gecikme oldu senin onayına kalmış, yayınla de yayınlayalım hemen

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çarşamba akşamı..

gol sevinci - gutiden gol haberi

yapma boruc, 3 oldu!