wimbledon'dan önce garros'dan sonra


roger federer malum koleksiyonundaki tek eksiği geçen günlerde fransa'da sürpriz soderling'i yenerek tamamladı. herkes tarihin gördüğü en büyük tenisçi federer'in tek rakibi nadal'ın elenmesiye bu bahtsızlığa son vermesi ve en son 99 yılında o muhteşem geri dönüşü gerçekleştiren agassi'den sonra bu büyük ana tanıklık etme umudunu seslendirmeye ve dillendirmeye başlamıştı. benimde elbette gönlümün derinlerinden geçen tarihin gördüğü bu en acayip adamının 3 yıldır süren final kaybına son vermesi ve gözyaşlarını şampiyonlukla dökmesiydi. nitekim soderling'i tam konsantre bir oyun ile süpürdü ve nihayetinde fransa'da şampiyon olarak evine dönmeyi başardı. o gün aslında tenis izlemeye ve takip etmeye başlayalı 10 yılın geçtiğini ve aslında tenisi sevmeme bahane olan o 99 finali ile inanılmaz bir ana tanıklık ettiğimi o gün anladım. agassi 99 yılında agassi 2-0 geriye düştüğü finali bir rus-ukrayna bozmasından alarak şampiyon olduğunda ben sadece o sakin oyunun aslında ne kadar zevkli olabileceğini anlamış ve agassi bunu gözüme gözüme sokarak bana öğretmiş idi.. sonrasında querten, pete sampras şampiyonlukları , ivanisevic'in 2002 yılında yaptığı muhteşem wimbledon zaferi derken nihayetinde birçok insana göre tenis tarihinin gördüğü en komple, en teknik oyuncu artık kortlarda hakimiyetini ilan etmiş idi. artık abd , avustralya, wimbledon da kazandığı üst üste zaferler , her gün gelişen ve güçlenen oyunu , kendine bir şey katmayan antrenörünü kovuşu bile artık teniste yeni bir fenomenin arz-ı endam ettği kesinliğini gösteriyordu. file oyunu eleştirenlere bir sonraki turnuvada file hakimiyeti ile cevap veren, servisini eleştirenlere bir sonraki turnuvada güçlenmiş servisleriyle gereğini gösteren kısacası her gün yeni bir özelliği ile bir turnuva canavarı haline dönüşen federer aslında en büyük zaafiyetini her gün geliştirmesine rağmen fransa'da yaşıyordu. ilk turda kaybedilen maçlardan sonra finale kadar ilerleyen ve toprakta kazanmaya alışan bu adamın karşısında önce yarı finalde sonra da finalde yine tarihin en büyük toprak kort oyuncusu çıkınca bu quadrable hayali sonraki dönemlere kalmaya başlamış idi. en son 2008 de fransa da süpürülen federer, wimbledon gözyaşları,olimpiyat mağlubiyeti falan filan derken kariyerin sonuna gelindiğine inanılan gözyaşları ile herkes tekrar fransa'da bu centilmen adamın nasıl bir oyun çıkaracağını ve gözyaşını nasıl dökeceğini merak etmekte idi. federer bunu elinde kupa ve kazanan gözyaşları ile cevaplayarak tarihin en fazla grand slam kazanan tenisçisi olarak sampras ile eşitledi. artık garros'dan sonra tarihin en fazla kazananı ünvanı kaldı, yani en büyük olmak için wimbledon. federerin krallığını ilan ettiği wimbledon artık onu tarihin en fazla kazananı yapmak için beklemekte. haydi hayırlısı bugün turnuva başlamakta , sonunda o isviçreli kazansın.

Yorumlar

ado dedi ki…
ii gusel herkesten ufak bahsetmişsin (eskilerden) ama riosu atlamışsın benim efsanemde odur

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çarşamba akşamı..

gol sevinci - gutiden gol haberi

yapma boruc, 3 oldu!