İzleme




Ana
işte
yerdeyim
ağzım açık
ve ana bile diyemiyorum
ve köpekler geçiyor yanımdan ve durup
taşıma işiyorlar, güneş yok
ve dün
sol kolumdan geriye
kalanlar gitmişti
çok az kalmıştı, her şey müziksiz
bir harp gibiydi.
hiç
bir
şey
yapamıyorum
.
Bukowski                                                            


                           


   Bukowski’nin kahramanı bir şey yapamıyor çünkü güneşi yok çünkü ölü. Ne taşına işeyen köpeklere müdahale edebiliyor ne de sol kolunun geriye kalanının çürümesine. Hayatta olmak, bir şeylere müdahale edebilme lüksünü tanır insana. Köpekleri kovalamak gibi. Fakat hem hayatta olup hem de hiç bir şeye müdahale etmeden yaşamak toprağın altında yatan Bukowski’nin kahramanına yapılmış bir haksızlıktır.

   Bosna savaşında güneşi göremeyen, sol kolunun geriye kalanının çürümesine engel olamayan insan çoktur. Burada önemli olan şey bu insanların çok  olması değil yapılabilecek çok şey varken insanları karanlığa terk etmektir. Bosna savaşında yaşanan vahşeti herkes televizyonunun başında canlı olarak izledi. Sorun ne? İnsanların bu savaşı sadece ‘’ izlemiş’’ olması. İzleme işini toprağın altındaki kahraman da yapıyor. Taşına işeyen köpekleri sadece izliyor, önemli olan buna müdahale edebilmek ve insanların yaşadığı yıkımları en aza indirgeyebilmek.

   Dünyada iki çeşit insan vardır. Savaşı görmüş ve görmemiş. Bu iki insan aynı olamaz. Fakat ortak olan bir noktaları var; izlemek. İkisi de bir şeyleri izleyebilir. ‘’ Biri gökyüzünden biri cehennemin dibinden.’’

   Tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan, sanki bir tiyatro sahnesinde oynanan herhangi bir tiyatro oyunu gibi izlenen Bosna Savaşı... Tanıdığım, bildiğim, yaşadığım, çocukluğumu bırakıp geldiğim topraklarda izlediğim gözyaşı...

Yorumlar

Disney Channel dedi ki…
Başarılar Kardeş...

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çarşamba akşamı..

gol sevinci - gutiden gol haberi

yapma boruc, 3 oldu!