he was funny


gösterime girdiğinde ismiyle, oyuncusuyla gülmek için birebir hissi uyandırmış olması benim hatam olmamalı sanırım. izlemeye başladıktan birkaç on dakika sonra ise "komedyenin dramı" ya da "palyaçonun gözyaşları" yla başbaşa kaldığımı hissetmiş olsam da, reign over me nin hatıralarının vurmasıyla pek de şaşkınlık yaşamadan devam edebildim kalan büyük kısmını izlemeye. gözüme en çok batan kısım ıra rolündeki seth rogenin gerçekten filmdeki gibi sandlerın takipçisi olduğu, aynı rollerin farklı yansımalarıyla mesleklerinde de yaşandığıydı, yakınlarım değiller elbet; filmlerinin, popülerliklerinin sınırlarını baz alarak yapılnış bir uzaktan yorum benimkisi. filme dönelim diyeceğim ama filmden öte adam sandlerdeki gerçek çöküş, oyunculuk anlamında değil ama, komediden drama geçiş anlamında hep kafama takılıyor.

neyse. hastalık nedeniyle boşvermiş bir komedyenin metin yazarı olarak çalıştırdığı ıra nın hikayesine, hastalığın da vermiş olduğu pişmanlık, vicdan gibi duyguların mecburen geri getirdiği eski evli sevgili, ve pek tabi karizma kocası mr. bana da katılıyor. bu noktada neler olduğunu kestirmek için kahin olmaya gerek yok, iyileşen sandler ve eski mutsuz sevgili için yeni başlangıç sinyalleri ve evi basan müthiş aksanlı mr bana.  muhteşem tribal koca biraz garibime gitse de hem karakter hem bana gayet başarılı. en iyisi akışdan sıyrılıp sahneye çıkan komedi kafelerden bahsedeyim biraz pek tabi komedyeniyle birlikte; sandler dahil, ira ve diğerlerine bir türlü gülemediğimi söylemeliyim, burda adamlar soğuk abi muhabbetine girmeyeceğim elbette, ama gülünecek kadar da komik değil açıkçası :) belki bir gülümsemeye yeter diyelim, ama film içinde salondaki insanlarında pek güldüğünü söyleyemem. henüz yahşi batıyı izlememiş olsam da cem yılmaza burdan büyük bi selam ve teşekkür yolluyorum.. yolladım..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çarşamba akşamı..

gol sevinci - gutiden gol haberi

yapma boruc, 3 oldu!